Makale Şalom internet sitesinde 12/04/19 tarihinde yayınlanmıştır
Terezin bestecilerinin her gün ve her an yaşama yaratıcılıkla tutunmalarından, benim deyimimle ‘Pozitif Direnç’lerinden aldığım ilhamla, gençler için geliştirdiğim ‘Holokost Gerçekliği İle Pozitif Direnç’ adlı, müzik üzerinden yaptığım eğitimleri dünyanın birçok yerinde gerçekleştirmeye devam ediyorum. Bu eğitim zaman içinde bir girişim haline geldi ve içerisinde büyük önem verdiğim ‘March of the Music’ hareketini başlattım. Bu hareket, her sene öğrencileri Terezin’e götürmek üzere 2018 senesinde ağustos ayında başladı. Hem şimdiye kadar hayalim olan, eserlerin bestelendiği yer Terezin’de konserim oldu hem de Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarında eğitimimi almış iki gencimiz Türkiye Yahudi Toplumunun bu harekete verdiği destek sayesinde benimle geldiler. Festivale katılıp, beraberce gezdiğimiz Terezin Kampını dolaşma, deneyimleme fırsatını yakaladılar. Üretimin başlıca şart olduğu eğitimimin sonucu olarak onlardan bu deneyim sonrası ürün vermelerini rica ettim, memnuniyetle kabul ettiler. Şimdi bu ürünlerin dünyada yankılanma vakti geldi.
Konser zamanı
15 Nisan günü, Tarihi İtalyan Sinagogunda gerçekleşecek konserimde, bireylerin özgürlüğe kavuştuğu Rönesans döneminin İtalya’sından ve bireylerin duygularını ifade etmekte özgürleştikleri Romantik Dönem Almanya’sından eserler seslendirdikten sonra, II. Dünya Savaşı’ndan etkilenmiş, savaş sonrası eserlerine yer vereceğim. İspanyol besteci Rodrigo, Çek besteci Janacek ve Türkiye’de ilk seslendirilişini yapacak olmaktan onur duyduğum, Mikis Theodorakis’in ‘Mauthausen’ adlı eseri var programın bu kısmında:
“İyi dostum, şair Iacovos Kambanellis, II. Dünya Savaşı sırasında
Mauthausen’de tutsaktı. Altmışlı yılların başlarında, o döneme ait anılarını ‘Mauthausen’ başlığı altında yazdı. 1965’te bu konuyla ilgili dört şiir yazarak bana onları müziğe uyarlama fırsatını tanıdı. Öncelikle metnin şiirselliğini beğendiğim için, ayrıca benim de Nazi işgali sırasında İtalyan ve Alman hapishanelerindeki tutukluluğum sebebiyle; fakat esasen bu bestelerin daha genç nesillere tarihi aktaracağı ve bu tarihin asla unutulmaması gerektiği düşüncesiyle, bunu memnuniyetle yaptım” diyor Theodorakis, bu son derece dokunaklı eser için.
Ve benimle Terezin’e gelmiş kompozisyon öğrencisi Akın Kilis’in ‘Stepwise to the Tenebrous Aura’ adlı eserinin Dünya Prömiyerini yapacağız Diskant Çağdaş Müzik Topluluğu ile. Ben lafı daha fazla uzatmadan Akın’ın kendi dizelerine bırakıyorum sözü:
“2018 yılında 19-26 Ağustos tarihleri arasında, bu yıl ikincisi düzenlenen, Everlasting Hope: Gustav Mahler & Terezin Composers Festivali, Renan Koen tarafından kurulan ve onun öncülüğünde ilerleyen Holokost Gerçekliği ile Pozitif Direnç girişimi adı altında her sene öğrencileri Terezin Toplama Kampına götürmek üzere yerini alan ‘March of the Music’ hareketi ile Türkiye’den iki genci ağırladı. Ben de kompozisyon öğrencisi olarak çağırıldım.
Bu girişim ve March of the Music kapsamında yazmam istenen bu eserde vurgulanmak istenen, Terezin Kampında yaşanmış bu katliamın şehre sinmiş kasvetli ve psikolojik yükünden başlayıp; bir olaylar silsilesinden ziyade, toplama kampı zamanlarında gerçekleşmekte olan bir olay kesitine adım adım yaklaşmak ve her defasında farklı bir katmanına yoğunlaşmaktır. Pierrot Ensemble Çalgı Grubundan oluşan ve malzemelerin transferini esas alan eser, büyümekte olan bir ses bulutu niteliğindeki girişin, eserin başka yerlerinde de karşımıza çıkabilecek olan Yahudi halk müzikleri ve Klezmer’lerden folklorik etkiler taşıyan bir kesite ulaşmasıyla başlayıp, belirli gerilim-çözülümlerle ısrarcı ve transfer içerikli ritmik bir kesite bağlanmasıyla devam eder. Gittikçe daha üst seviyelerden başlayan gerilimler bizi en sondaki büyük çözülüme yaklaştırır.
‘Kasvetli Atmosfer’, ‘Askeri Utanç ve Zindanlar’, ‘Son Tren Yolculuğu’, ‘Haykırış’ ve ‘Umut Şarkısı’ anahtar konu kesitleri çevresinde dönen eserde, konu kesitleri aynı anda yaşanmaktadır ve gitgide bir sonraki katmana ulaşılmaktadır.
‘Son Tren Yolculuğu’ anahtar konusundan hemen önce, Terezin bestecileri arasından Victor Ullmann’ın (1898-1944) Piano Sonata no. 2 (op. 19) eserinden ve Gideon Klein’ın (1919-1945) Sonata PA9 (1943) eserinden esinlenilmiştir. Bu anahtar konuyu işlememin nedeni, sevgili hocam Renan Koen’in kendi program notunda da açıkladığı gibi, Gideon Klein’ın Sonata PA9 eserinde yer verdiği, Terezin ve Auschwitz kamplarına giden trenlerin yansıtıldığı motiflerdi. Eserin son anahtar konusunun
‘Umut Şarkısı’ olmasının nedenlerinden biri, Victor Ullmann’ın Klaviersonate Nr 7 (1943-1944) eserinin son bölümünün füg kısmından esinlenmemdi. Bir diğer neden ise, az önce bahsettiğim festival kapsamındaki seminerlerden birine konuşmacı olarak gelen ve Terezin toplama kampından kurtulanlar arasından olan Sayın Michaela Vidláková’nın, toplama kampı zamanlarından çocukluk arkadaşları ile beraber söyledikleri bir çocuk şarkısını benim isteğim üzerine mırıldanmasının beni çok etkilemiş olmasıydı. O ezgi sayesinde, burada hepsinden bahsedemediğim Terezin bestecilerinin, seslerini müzik vasıtası ile yükseltip dayanışmayla birbirlerine tutunuşları ve bir çocuk şarkısının taşıdığı saflığı sentezlemeye çalışarak, o umut dolu çocuk şarkısından zihnimde kalanlara eserin en sonunda yer verilmiştir. Bugün, Terezin bestecilerinin o zamandan beri yeşeren umutlarının izleri bize ulaşabildi ve git gide daha da derinleşmekte.”
Son Yorumlar