Makalenin orjinali Şalom internet sitesinde 06/02/19 tarihinde yayınlanmıştır
26 Ocak günü piyanist Renan Koen, New York’ta Atatürk Okulunda Holokost’u Anma / Uykudan Önce adlı konser ile bir kez daha sanatseverlerin yüreğine dokundu.
Özverili çalışmaları ile konserin gerçekleşmesinde önemli rol oynayan Türkiye Cumhuriyeti New York Başkonsolosu Alper Aktaş gecede özellikle öğrencilere hitaben bir konuşma yaptı: “(…) Değerli çocuklar, bundan yaklaşık 500 yıl önce Avrupa’nın bir ucunda insanlar, sadece dinleri ve kimlikleri nedeniyle evlerinden zorla ayrılmak durumunda kaldılar. Lütfen kendinizi o dönemde yaşayan, yaşıtınız bir çocuğun yerine koyun. Düşünün ki bir sabah, anneniz ve babanız size ‘Eşyalarını topla; evimizden ayrılıyoruz’ demiş olsun. Haliyle siz bu durumda, annenize ve babanıza neden evinizden ayrılmak zorunda kaldığınızı sorarsınız öyle değil mi? Maalesef o anneler ve babalar, çocuklarına şu yanıtı verdi: ‘Yahudi olduğumuz için evimizden, ülkemizden ayrılmak zorundayız.’ Eğer gitmezsek, öldürülebiliriz!
Avrupa’dan zorla göç ettirilen Yahudi çocuklar, Osmanlı İmparatorluğu’nda kendilerine yeni bir hayat kurdu ve yeni bir umuda tutundular. Ancak yeryüzünde pek çok insan bu acı olaydan sonra da sadece inancı, dili, rengi ve kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradı. Daha da korkuncu, II. Dünya Savaşı’nda milyonlarca insan, yine bu hastalıklı zihniyet nedeniyle hayatını kaybetti.
Bu dönemde Avrupa’daki Yahudi kardeşlerimiz bu kez Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yeni bir umuda tutundu.
Değerli çocuklar, her ne kadar bugün köklerimizin olduğu Anadolu topraklarından, Türkiye’den binlerce kilometre uzakta olsak da o toprakların temel değerleri bizimledir. Hoşgörü, farklılığa saygı, birlikte kardeşçe yaşama felsefesini nereye gidersek gidelim beraberinde ve kalbinin derinliklerine taşıyan bir kültürün, bir milletin evlatlarıyız.
Türk-Amerikan toplumunun geleceği olan siz çocuklarımızın, farklılığın bir zenginlik olduğu bilinciyle yetiştiğinizi biliyorum ve sizlerle gurur duyuyorum.
Yaşanan bu acılara, bu trajediye karşı hep birlikte ‘Bir daha asla’ demek hepimizin görevidir.
(…) Bugün çok değerli sanatçımız Sayın Renan Koen Hanımefendi bizimle birlikte. Özgeçmişinde kendileri piyanist, besteci, soprano ve müzikterapist olarak tanıtılıyor. Ancak Renan Hanımefendi benim için her şeyden evvel, yüreği geniş bir mücadele insanıdır. Tarihteki acıların ve trajedilerin bir daha yaşanmaması için, çocuklarımızın daha güzel günlerde bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine yaşamaları için özveriyle gayret göstermektedir.
Bu özverili mücadelesinde de araç olarak müziği seçmiştir. Holokost kurbanlarını saygıyla andığımız bu anlamlı ve özel etkinliğin gerçekleştirilmesinde emeği geçen ve katılım sağlayan herkese şükranlarımı, teşekkürlerimi sunuyorum.”
Ardında sahneye davet edilen Renan Koen, önce Holokost’u ve Terezin’i anlattı. II. Dünya Savaşı esnasında Terezin Toplama Kampında bestelerine devam eden bestecilerin eserlerini izleyicilerle paylaştı. İki eser çaldıktan sonra ise konuşmasını “çocuklarımız hep gülsün, kendi güçleriyle yeşersin ve dünyaya barış getirsin” diyerek bitirdi. Son eserin çalınmasından sonra yanına gelen Başkonsolos Aktaş çok duygulandığını ve aslında çaldığı eserler ile kendisinin de “bir daha asla” dediğini belirtti.
Son Yorumlar